Ailede İletişim (Bölüm-2-)
GEL GİT DUYGULAR
Kadınların iç dünyalarının gelişmiş olması onları erkeklerden daha çok duygusal dalgalanmaya götürür. Bazen kendilerinin bile anlam vermedikleri dalgalanmalar yaşarlar. Erkekler bunu çoğunlukla anlayamazlar ve kendi davranışlarından kaynaklandığını zannederek onların hislerini değiştirmeye çalışırlar. Kadın erkeğe göre çok basit ve bazen saçma bir durumu nihayetsiz derecede sınırlarını belirleyemeyeceği bir şekilde rahatsızda olarak bu durumdan konuyu uzatabilir. Eşinin çok doğal ve aniden söylediği bir cümleden alınıp bunu dert edinebilir. Günlerce bunu sündürüp inişe geçebilir. İşte tam bu sırada erkek ona moral vermeye çalışırken fikir paylaşımında bulunursa tükenebileceği bir yardım savaşına dönüşür. Kadının ihtiyacı olan tek şey birisinin yanında olduğunu hissetmektir, makul bir fikir değildir. “Akıllı kadın eşine özgür olma hakkı tanırken akıllı erkekte eşine üzülme hakkı vermelidir. Böylece erkekler ilişkide nefes alırlar.”
GÜVENSİZLİK VE AŞIRI İLGİ YAKINLIKLARI OLABİLİR Mİ?
Erkeklerin çok bileni maalesef pek makbul değildir ilişkide tıpkı çok bilen kadın gibi. Çok bilen kadın eşini bir süre sonra tüketir. Bilmediğini bilen, bilsede bazen bilmezden gelen akıllı kadın erkekler için daha uyumlu bir tercihtir. Bazı erkeklerde annelerinin kız çocuğudurlar. Herşeyin en iyisini bilirler. Aslında bilmek hiçbir zaman zararlı bir eylem değildir. Ama bilmek eylemi bazen kendini aşar ve müdahaleye dönüşür. Yani durduğu kaba sığmaz. İşte burada tehlike sinyali çalar. Erkek şayet eşinin her yaptığına karışır, evin düzeninden mutfağa hatta ütüsüne sofra biçimine kadar bir silsilede karar verici ve düzen belirleyici olmak isterse eşini mutsuz eder .Bazen teslim olmak aslında en bilge davranıştır. Aynı şekilde kadında eşinin annesi olmaya çalışırsa diş fırçalamasından araba anahtarlarını hatırlatmaya dek her durumlarına müdahale ve uyarıda bulunursa eşini mutsuz eder. Bu iyi niyetli çabalar karşı tarafa kendisini güvensiz hissettirir ve onu rahatsız eder. En doğru karar her şartta eşitlik söylentilerine inat yerini ve haddini bilerek; ev hayatında kadının, dışarıdaki yaşamda da erkeğin son karar veren kişi olmalarının konforunu yaşamalarıdır.
ŞİKAYET ETME HASTALIĞI
Özellikle kadınlar eşlerinden şikayet etmeye bayılırlar. Talk- showların da en önemli malzemesidir. Bunun arka planında erkeklerin kendilerini beğenmesine olan ihtiyaçları yatar. Bunun yanısıra daha ciddi konuları dünyasına sokamazsa kadın eşi hep dünyasının tam merkezinde dert küpü olarak oturacaktır. Kadın erkeği değiştirmek için yakınmak yerine erkeği anlamaya ve sorunlarını çözmek için adımlar atmaya başlamalıdır.
ERKEĞİN TAHTI
Eşinin her dediğine evet diyen bir kadın. Dışardan bakıldığında son derece fedakar olarak görünen bir tipoloji. Fakat kadının iç dünyasında eşine karşı yaşadığı travmaları dinlerseniz bu durumun ideal olan bir durum olmadığını anlarsınız. Erkeğin bir adım gerisinde olmak, acziyetini ona sunmak bunlar en masumane en güzel duygu durumlarıdır. Fakat bunlarla birlikte kendi isteklerini görmezden geçirmek, söz sahibi olmamak, duygularını ve düşüncelerini görmezden gelmek bu durumu sakatlar. Erkek bir süre sonra bencilleşir. Eşinin duygularını görmezden gelir. Kadının fikirlerini eşine söyleyebilmesi benlik saygısını kazanmasını sağlar.
MASKELERİ ÇIKARMAK
Çatışmaların bir nedeni de üstlenilen roller. İşde, evde, arkadaşlar arasında ve çevrede üstlenilen farklı roller. Eş olduğunda, abi, kardeş, çocuğun yanısıra bir anda damat-gelin, sonra da anne-baba olmak zorunda kalmak. Birisi ağır basınca roller karışır ve problemler yaşanır. Rollerin neticesi olarak beklentiler de şekillenir ve artar. Eşinize karşı tüm rollerden arınıp sadece eş rolünü uyguladığınızda nasıl da düğümlenmeden çözümlendiğini görürsünüz. Bununla birlikte çevreden edinilen telkinler nedeniyle siyasi davranma furyası vardır. ”Erkekler şöyle şöyledir. Eğer şöyle yaparsan daha mutlu olursun. ”Samimi olmayan , içten gelmeyen, sadece adet yerini bulsun durum kurtulsun diye öğrenilen bu bilgiler eşlerin zamanla birbirlerine siyaset yapmalarına ve doğallıktan çıkmalarına sebep olur. Buda ilişkileri anlık kurtarır fakat geleceğini riske atar. Doğal olmak ve her zaman en kötüsünden de olsa doğal tepki vermek en güzelidir özellik eşlerin birbirlerini tanımaya çalıştıkları dönemlerde. Evliliklerin tıpış tıpış yürümesinin temelinde de aslında doğallık yatmaktadır. Aslında birbirlerinin ihtiyaçlarını değerlendirip, birbirlerine yardım edenler, birbirlerini düşünenler, eşinin kimliğini kendininki kadar önemli tutanlar, O’nu olduğu gibi kabul edip değiştirmeye çalışmayanlar sonsuza uzanan bir yolculukta hep el ele ilerleyeceklerdir.
HİLAL ÇORBACIOĞLU