Ailede İletişim
KOL KOLA EL ELE MUTLULUK
Aşk bir çırpıda doğuyor ve tıpış tıpış önce ufak sonra büyük adımlarla yürümeye başlar. Muazzam müessese evlilik; sevgiyi, birlikteliği kemale erdirir. Çoğu beraberlik en doğruyu seçtiğinizden emin olduğunuz bir duygu durumuyla başlar…
“Biz ideal bir çiftiz. Bizim birbirimize olan duygularımız o kadar güçlü ki, biz hiçbir sorun yaşamayacağız, her zorluğu yenebiliriz, uğraşmamıza gerek bile kalmaz”
Sonsuza kadar birliktelik… Zaman ilerledikçe, çevremizde hiçbir şeyi durağan tutamadığımız gibi, evliliklerde de her şeyi ilk günkü gibi tutabilmek mümkün değildir. Hem kadın, hem de erkek cephesinde değişen ihtiyaçlar, arzular, istekler neticesinde çatışmalar da kaçınılmaz olur. Şayet bu çatışmalar iyi ve etkili biçimde kullanılırsa bu durum kronik ve sancılı bir gerilime değil yerini sukunete ve ilişkinin bağının kuvvetlenmesine sebep olur. Peki ya tam tersi bir durum olursa? Herkesin özelinde yaşadığı sıkıntıların veya iletişim hatalarının dışında genel olarak tüm kadın ve erkeklerin ilişkilerinde yaşadığı yapısal kişilik farklılıklardan dolayı bazı çatışmalar söz konusudur. Farklılıkların olması aslında son derece doğaldır. Doğal olmayan ve bu durumu kaosa sürükleyen, iki cinsinde farklılıklarını kabul etmemesi veya görmezden gelmesidir çoğu zaman.Birisinin hissettiğini diğerinin hissetmesi, birinin istediğini diğerinin de istemesi aslında hem gerekli değildir hem doğal değildir. Cinsiyet olarak bazı farklılıkların farkında olmak ve bayanın da erkeğinde, nerede durması nerede hareket etmesi gerektiğini de bilmesine yardımcı olacaktır. Özellikle evlilikte yaşanan sıkıntıların anlaşılmasını sağlayacaktır.
NASIL BÖYLE DÜŞÜNEBİLİRSİN
Her insanın inkar edemeyeceği geçmişi söz konusudur. Geçmişte yaşanana birçok olay sonucu bazı davranış kalıpları bilinçaltına işlenmiştir. Bu zamanla kişinin düşünce yapısını da etkilemesine sebep olur. Bazı durumlar saplantıya dönüşebilir. Örneğin asık suratlı bir anneye sahip olan erkeğin eşinde gördüğü az bir ciddiyete tahammülsüzlük fırtınalar estirebilir bir anda. Veyahut misafir sevmeyen bir babası olan bayanın arkadaşlarına “başka zaman gelseler olmaz mı?” diye ricada bulunan eşinin durumu çok başka anlamasıyla felaket bir tartışma çıkması gibi. Yani yeni roller ortaya çıktığında geçmişte yaşadığı duygusal durumlardan ötürü oluşturduğu düşünce tarzını değiştiremeyen kişi çatışmaya düşer.
Ayrıca erkek ve kadın beyinleri, temel fonksiyonlar açısından bir hayli benzer olsa da bilim dünyasındaki yaygın teoriler, erkek beyninin daha ziyade analiz ve keşfe yönelik “sistematik” bir yol izlediğini; karşısındakinin ruh halini erkeklerden çok daha kolay anlayabilen kadın beyninin ise “empatik” bir karakteri olduğunu gösteriyor. Ancak bu özelliklere sahip olmak için mutlaka o cinsin bir üyesi olmak gerekmiyor. Çünkü erkeklerde “kadın beyni”, kadınlarda da “erkek beyni” olabiliyor. Bunun ortasında yer alanların ise “dengeli beyin” tipine sahip olduğu belirtiliyor. Kadın beyni bir şarkıda sözlerinden etkilenirken duygusal bağ kurarken, erkek beyni sözleri hiç duymayıp sadece ritme ayak uydurabiliyor. Mesela bayanların kolay küfür edememeleri sosyal kültürün yanı sıra bu durumla da alakalı çünkü söyleyeceği sözün anlamını düşünüp geri çekilebiliyor erkekse sadece söylüyor anlamsızlığıyla ilgili herhangi bir sosyo kültürel etkide yoksa kaygı duymuyor. Çözüm birinin zaafını veya farklılığını farketmek ve anlamaya çalışmak. Bazen kadın sistematik düşünmesi gerekir. Tabiki bu durumda erkeğinde empati yapması gerektiği kaçınılmazdır.
ÖNCELİKLERİMİZİ BİR GÖZDEN GEÇİRSEK
Kadınlar çoğu zaman dinlenilmediklerini ve anlaşılmadıklarından dem vururlar. Bazen taktik hatası söz konusuyken; mesela: işten gelen, yorgun ve dinlenmeye ihtiyaç duyan erkeğin, tv karşısında kendini dinleme fırsatı bulduğu az bir zamanı vardır. Bu sürede bayanın karşısına geçip birşeyler anlatma çabası ve kendisini dinlemeyen eşine kendi içinde söylenerek büyüttüğü öfkesi tamamen anlamsızdır. Bu sadece eşine karşı öfke beslemesine sebep olacaktır. Bunun yerine Tv’den ayrıldıktan sonra soru cümleleriyle dikkatini çekip cevap vermesi sağlandıktan sonra meramını anlatması daha makul olacaktır. Kadın ilişkide paylaşmak ve yakınlık hissetmek ister. Erkekse başarılı olmayı ve sonuç almayı tercih eder. Kadın eşini sevdiğinde ona yardımcı olmak eksiklerini kapatmak ister. Erkekse yönlendirildiğini düşünür. Ve duygusal tepkiler verebilir. Kadının burada kendisine sadece yardımcı olmak istediğini açıklaması veya eşinin ne hissettiğini bilerek duruma yaklaşması bir sıkıntının önüne geçmesine sebep olur.
DİNLEMEK DEMİŞKEN
Kadının psikolojik ihtiyacı sıkıntısını anlattığında çözüm sunulması değil dinlenilmektir. Duyguları anlamak, ifade etmek, bazen sadece anlatmak ister. Erkek ise güvenmek, taktir edilmek ister. Çözüm odaklı düşünür ve kadının duygulara verdiği önemi anlayamayabilir. Çoğu ise bunu “ abartıyorsun” cevabıyla karşılık verir. Kadında erkeğin bu kadar duygusuz olmasına bir anlam veremez. Bunun sırrı farklı genetik yapıda saklıdır, çaba ile düzeltilebilir. Erkek ne zaman kadının sorunu çözme veya bir fikir verme amacıyla dinlemez sadece onu anlamaya çalışarak dinler, yanında olduğunu hissettirirse sorun çözülür. Erkek bazen dinlediği şeye anlamda veremez. Fakat kadın için anlam eşinin onu dinlemesidir. Nitekim kadın için sorununun çözümlenmesi de çok önemli olmayabilir. Kadın da kocasına öneri ve eleştiriden uzak bir biçimde duygularını anlatırsa erkeğin kendisine karşı daha açık ve ilgili olmasını sağlayacaktır. Bununla birlikte kendisine bir sıkıntısını anlatan eşini kınamak veya eleştirmek yerine onure etmek ve dinlemek eğilimini tercih ederse dinlemeyi başarmış olacaktır.