Duyu Eğitimi

Duyu Eğitimi

 “Çocuğun eline koymadığınız şeyi aklına koyamazsınız.”

                                                                                                       Maria Montessori

Hayatla ilk temas yıllarında çocuk aktif olarak ne kadar farklı doku, görüntü, tat, ses ve kokuyla temas ederse duyuları haberdar olur ve beyni gelişken olur. Şüphesiz alışkanlık ve becerilerimizin kazanımında duyu organlarımız  dış dünyayla iletişim kurmamızı sağlayan antenlerimizdir. Bir çocuğun çevresi uyaranlardan yoksunsa  beş duyu organını kullanamazsa, keşfedemediği birçok duyudan habersiz bir zihin yapısına sahip olur. Böylece zihinsel temel fonksiyonları kısırlaşır. Gruplamak, eşleştirmek, farklı  dokuları ayırt etmek, tasniflemek, somutlaştırmak duyu organları için egzersizdir. Bu egzersizler farklı dokulara sahip maddelerle yapılmalıdır. “Nitekim dış dünyayı ve nesneleri tanımamızda çok önemli rol oynayan bu bilgiler bütün vücudumuzu saran derideki duyu sinirleriyle beynimize ulaşır. Ama vücudumuzun her noktası bu açıdan aynı duyarlıkta değildir. Örneğin kolumuzun üst bölümünde hafifçe dolaştırılan ince bir tüyü bazen hiç hissetmeyebiliriz.”  Bazen görerek, bazen dokunarak, bazen işiterek  keşfeden ve hisseden çocuğun duyuları beslenir. Bu beslenmenin gerçekleşmesi için ise çocuğun duyusal eğitimi için hazırlanan ortam yapılandırılmış fakat çocuğun iç disiplinle keşfedebileceği özgür  bir öğrenme ortamı olmalıdır. “Çocuk kendini özgür hissettikçe yeni bilgilere var olan doğal yeteneğiyle ulaşabilecek ve daha çok uyarıcıya maruz kalarak keşfetmenin tadına varacaktır.” Duyusal havuzlar duyu eğitiminde önemlidir.

Çocuk duyusal havuzlarla  farklı dokulara, şekillere dokunması mümkün hale gelir. Ayrıca ince motor gelişimi içinde  oldukça yararlıdır. Gruplandırma faaliyetleri, kategorize ettirme özelliği sayesinde matematiğe başlangıç ve dil  becerilerini geliştirir. Eğer bir grup oyunu şeklinde hazırlanırsa  duyusal havuzlar  sosyal gelişimini de destekler.

Bu hedeflere ulaşabilmek için ise bazı hususlara dikkat etmek gerekir.

Çocuk hangi gelişim döneminde, hangi alanlara ilgisi var tespit edilmelidir. İlgili olduğu alanların geliştirilmesi ilgisiz olduğu alanla ilgili farkındalık kazanması sağlanmalıdır. Duyu eğitimini, herhangi bir zaman dilimi içine yerleştirmek mümkündür. Doğumdan ölüme kadar bütün yaşam süreci, duyu eğitimi olarak kabul edilmelidir. Yürüyüş yaparken, kitap okurken, duyusal havuzlarla vakit geçirirken, mutfakta, odasında, sokakta  dikkatli bir farkındalıkla farklı duyularını kullanması sağlanabilir.

Örneğin; sokakta yürüyüş yaparken ansızın durup: “Haydi bana hangi sesleri duyduğunu söyler misin?”

 “ Sakın arkana bakma, şimdi düşün az önce neyin yanından geçtik hatırlamaya çalışır mısın?”

“Şimdi bu duyusal havuzun içine iyice bak ve bana bu havuzda hangi oyuncaklarının olduğunu söyle.”

“Gözlerini bağlayıp eliyle hissetmesini sağladığınız bir etkinlik uygulayıp sence şimdi neye dokundun, bu nasıl bir madde, neye benziyor?   Gibi sorularla zihni  faaliyette bulunmasını sağlayabilirsiniz.

Bu bölümde sizlere sadece duyusal havuzlar değil, duyusal etkinlik  önerilerinde de bulunacağız.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Instagram has returned invalid data.