Hayatın İlk Yılları

İnsan öğrenmeye doğduğu andan itibaren başlar. Bütün kabiliyetleri, meyilleri, hareketleri bu amaç üzeredir; öğrenmek, keşfetmek, deneyimlemek. Beyin gelişiminin büyük bir bölümü 0-6 yaş aralığında tamamlanmaktadır. Hayatları boyunca edindikleri tüm davranış biçimlerinin %70 ini çocuklar 0-6 yaş döneminde kazanırlar. Bu dönemde çocukların nörofizyolojik mekanizması açıktır, algıları güçlüdür, hafıza kaydı yoğundur ve öğrenme gücü en yüksek seviyededir. Bu nedenle bu yaş aralığı çok önemlidir.

Özellikle bu bölümümüzde  0-2 yaş arası dönemden bahsedeceğiz. Bu dönemde bebeklerin dil gelişimi, zeka gelişimi , duyu becerileri , motor gelişimi, koordinasyon ve  konsantrasyon gelişimleri etkinliklerle desteklenirse gelişimlerinin sağlıklı bir süreçte işlendiği gözlemlenecektir.

Montessorie felsefesine göre 0-3 yaş aralığı çocukların çevresindeki herşeyi sünger gibi emdiği emici zihin dönemidir. Bizi sıklıkla şaşırttıkları, ağzımızın açık kaldığı  fazlaca durumla karşılaşırız. Birşey anlamadıklarını düşünmemeliyiz. Sürekli kayıt halinde olduklarını unutmamalıyız. Bu emici zihin döneminde fazlaca uyaranla karşılaştırır, temasa geçmesini sağlarsak zeka ve alımlama becerilerine katkıda bulunmuş oluruz. Alternatif eğitimler bu noktada fazlaca materyal ve etkinlik çeşitliliğini bize sunuyorlar. Biz özellikle montessorie felsefesine uygun olan etkinlik önerilerinde bulunacağız.

Bu etkinliklerde özellikle dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var.

Bebeğinizle vakit geçirirken onun saatlerce bu etkinliklerle oyalanacağını  düşünmeyin. Yoksa hayal kırıklığına uğrarsınız. Lakin hazırladığınız etkinliği de hemen kaldırmayınız. Dikkat süresi henüz daha yetişkin bir çocuğa göre kısa olan küçüğünüz  gidip gelip    etkinliğe devam edebilir.

Etkinliği yapmak istemediğine dair  bedensel olarak  sinyal veriyorsa  uzatmamalısınız, ısrarcı olmamalısınız. Bu sinyaller şunlar olabilir; uzağa bakması, gözlerini takip etmek istemiyorsa, kıpır kıpır ve huzursuzsa, inliyor ve ağlıyorsa. Yürümeye başlamış bebekler ise  yapmakta olduğumuz aktiviteye odaklanmıyorsa, asla başında durmak istemiyorsa, agresif davranışlar sergiliyorsa zorlamamak gerekir. Aslında bir çok anne zaten bebeğinin huzursuzluğunu mucizevi bir şekilde anlar. Sadece o iç sesine kulak vermesi yeterlidir.

Çocuğun keşfederek deneyimlemesi için rehber olduğunuzu, onun eğitimcisi değil annesi veya babası olduğunuzu unutmamalısınız. Önereceğimiz etkinlikler öncelikle oyun türleridir. Çoğu zaman çocuğuyla nasıl vakit geçireceği konusunda çoğu anne tükenir. Teknolojinin ağ gibi tüm sosyal hayatımızı ördüğü bu dönemde oradan uzaklaştırmak için yerine alternatif koymalıyız. Bu etkinlikler çocuğun gerçek hayatı  tüm duyularıyla görmesi, duyması, keşfetmesi ve hissetmesini sağlayacaktır.