OKUMA SEVGİSİ
Göz alıcı oyuncakların ve teknolojinin hareketli dünyasında çocukların ilgisini kitaplara çekebilmek belki artık daha zor… Fakat imkansız değil. Çocuk dünyayı keşfederken heyecan duyduğu her öğrenme deneyimini tekrarlar, usanmadan, yılmadan tekrar tekrar yapar. Çocuklarımı izlerken bir yetişkin olarak kaybettiğim en önemli değerin bu olduğunu farkettim. Neden diye sordum kendime neden tekrar tekrar yapıyor. Büyüdükçe mi bozuluyor bu iksir, çevrenin etkisiyle mi? Onu usandırmadan tekrarlatan motivasyon duygusu heyecan. Merak duygusu heyecan hissettikçe körüklenip davranışı tekrarlıyor ve böylece öğrenme deneyimini gerçekleştiriyor. Maalesef eğitim sisteminin sıkıntılarının bize geri dönüşümü; okuma sevmeyen kitapla arasına mesafeler koyan sayısı hayli fazla bir yığın kitle. Kitap okumanın heyecanına, keşfine değil sonucuna odaklanan ezberci bir sistemin dayatımı. Halbuki değerli hocam Kemal Sayar’ın dediği gibi “dünyanın daha fazla ‘başarılı’ insana ihtiyacı yok. Daha çok hikâye anlatıcısına, daha çok barış gönüllüsüne, gönül tamircisine, sevgi taşıyan insana ihtiyacı var. Dünyayı daha yaşanılası ve insancıl kılacak ahlaki cesareti gösterebilecek insanlara ihtiyacı var. Bütün bunların da modern kültürün tanımladığı biçimiyle, başarıyla ilgisi yok.” Adeta yem gibi başarıya şartlanan yaşadığı eğitim sürecinin heyecanının, ilminin farkında olmayan, derinliğine vakıf bulamayan insan okumayla arasına uzun bir mesafe koyar. Bunu nasıl aşacağız, ne zaman, nereden başlayacağız? Çocuğumuzun okuma kültürünü, heyecanını nasıl diri tutacağız?
1-Öncelikle doğum öncesine, hamilelik sürecine falan gitmeyelim hemen şimdi kendimizden başlayalım. Elimize bir kitap alıp, bizi heyecanlandıran, öğreten, sürükleyen bu serüvene eşlik edelim. Kendimiz bu yolculuğun ilk durağı.
2-Akabinde ihtimam, ilgi, merhamet, heyecan okuma sevgisine eşlik edecek en önemli duygular. Bunları çocuğumuzdan esirgemeyelim.
3-Teknoloji orucu tuttuğumuz zaman dilimlerimiz olsun. Herkes telefonunu, ıpadini bıraksın beraber okuma saatlerimiz olsun.
4-Kitap seçiminde çocuğumuzun isteklerini de göz önünde tutun. Çocuğumuzun kitapları uzun uzun incelemesine izin verin ve bu sürede sabırlı olun. Şayet uygun olmayan bir seçim yaptıysa baskıcı değil hayretini cezbedecek başka bir kitaba yönlendirmede bulunalım. İnatlaşmak ve ‘hayır alamazsın’ ‘Ne biçim kitaplar seçiyorsun’ gibi çıkışlardan kaçınalım.
5-Çocuklar yazıdan önce resimleri okurlar. Bu nedenle içerik kadar resimlere de dikkat edelim. Subliminal mesajlar resimler de daha fazla bulunmaktadır. Özellikle bu konuda seçici olalım. Resimler yazının görsel ifadesidir. Resim ve yazı ne kadar iyi eşleşmişse, çocuk da kitapla o kadar bütünleşir.
6-Kitaplarda “iyi” kadar “kötü”nün de gösterilmesi gerekir. “İyi”lerin aşırı vurgulandığı, gereğinden fazla “öğretici, ders verici” kitaplardan kaçınalım. Çocuklara nasihatvari yönlendirmelerden ziyade soru sorarak düşünmesini sağlayarak iyiyi seçmede sorularla yönlendirici olmaya dikkat edelim. Bazen ve bilerek kötü karakteri seçmek isteyebilir, ısrarcı olabilir. O zaman da itham edici ifadelerden kaçınalım. Bunu dikkat çekmek için mi yapıyor, sınırlarını mı deniyor, yoksa gerçekten öyle mi hissediyor anlamaya çalışalım.
7-Kitabın dili çok önemlidir. Dilin düzgün ve akıcı kullanıldığından emin olalım. Özellikle olumsuz duyguları çok vurgulayan kitaplara, korkuları ayrıntılı tasvir eden kitapları tercih etmeyelim. Olumsuzluğu tasvir çocuğumuzun zihninde yer almayan düşünceleri yerleştirmesine yol açar. Buna özellikle dikkat edelim.
8-Her kitabın çocuğa bilgi ve ders vermesi gibi bir mecburiyet yoktur.
9-Kitap okumayı teşvik etmek için çocuğumuza ödüller koymayalım, aksi durumda cezalandırmayalım. Okumayı hayatı boyunca sevmesi için bir iç motivasyona ihtiyacı var. Bunun için yönlendirici olmak ömrü boyunca ona bırakabileceğiniz en önemli hediyedir.